İçeriğe geç

78 lik plak kaç şarkı alır ?

78’lik Plak Kaç Şarkı Alır? Toplumun Sesini Dinlemek

Bir sosyolog olarak, insan topluluklarını incelediğim her an bana aynı şeyi hatırlatır: Toplum, tıpkı bir plak gibidir. Her birimiz bu plağın üzerine kazınmış izleriz — kimimiz ana melodiyi oluşturur, kimimiz arka planda yankılanırız. “78’lik plak kaç şarkı alır?” sorusu ilk bakışta teknik bir merak gibi görünür; ancak toplumsal düzlemde, bu soru bireylerin, rollerin ve kültürel kalıpların bir metaforuna dönüşür. Çünkü her toplumun da tıpkı bir plak gibi kendi hızında, kendi ritminde dönen bir hikâyesi vardır.

78’lik Plağın Gerçek Kapasitesi

Önce sorunun teknik yanına bakalım: 78 devirlik plaklar, 20. yüzyılın ilk yarısında müziğin en yaygın taşıyıcısıydı. Her bir yüzü yaklaşık 3 ila 5 dakika arasında kayıt alabiliyordu. Yani bir 78’lik plağa genellikle iki şarkı sığardı — biri A yüzünde, diğeri B yüzünde.

Ama işin ilginç yanı şu: O kısıtlı sürede kaydedilen her şarkı, sadece bir melodi değil, bir dönemin ruhunu taşıyordu. Bu yüzden, 78’lik bir plağın değeri, içerdiği şarkı sayısıyla değil, anlattığı toplumsal hikâyeyle ölçülürdü.

Toplumsal Normlar ve “Kayıtlı Roller”

Toplumu bir plağa benzettiğimizde, normlar ve roller bu plağın üzerine işlenmiş çizikler gibidir. Her birey, doğduğu andan itibaren bu çiziklerin belirlediği sınırlar içinde kendi melodisini üretir.

Örneğin, geleneksel toplumlarda erkekler yapısal işlevlere odaklanırken — yani üretim, koruma, karar alma gibi alanlarda varlık gösterirken — kadınlar ilişkisel bağlara, yani aile, bakım, duygusal düzen ve sosyal dengeye yönelmiştir.

Bu ayrım, sosyolojide “toplumsal cinsiyet rolleri” olarak adlandırılır ve toplumsal düzenin sürdürülmesinde önemli bir rol oynar. Ancak her melodi gibi, bu rollerin de yeniden yorumlanmaya ihtiyacı vardır.

Bugünün toplumunda 78’lik plak yerine dijital çalma listeleri olsa da, hala o eski kayıtların yankısı duyulur: “Erkek çalışır, kadın bakar.” Bu, yalnızca bir klişe değil, kuşaktan kuşağa aktarılan sessiz bir senaryodur.

Erkeklerin Yapısal İşlevlere Odaklanması

Toplumsal yapıların sürdürülebilirliği için erkek figürü tarih boyunca güç, düzen ve otoriteyle özdeşleştirilmiştir. Endüstri devrimiyle birlikte erkeklik, üretim araçlarıyla; modern toplumda ise ekonomik başarıyla tanımlanmıştır.

Tıpkı bir plağın ritmini sabit tutan iğne gibi, erkekler de toplumun “ritmini koruma” işlevini üstlenmişlerdir.

Ancak bu yapısal rol, çoğu zaman bireysel duyguların bastırılmasına yol açar. Birçok erkek, “plak bozulmasın” diye kendi iç sesini kısmayı öğrenmiştir. Bu durum, günümüz toplumlarında duygusal yoksunluk, iletişim eksikliği ve yalnızlık gibi sorunların da temelini oluşturur.

Kadınların İlişkisel Bağlara Odaklanması

Kadınlar ise toplumun duygusal dokusunu oluşturan “melodik” unsurlardır. Onlar, ilişkileri onaran, empatiyi sürdüren ve toplumsal dayanışmayı sağlayan görünmez teller gibidir.

Birçok kültürde kadın, tıpkı 78’lik plağın B yüzü gibidir: ilk bakışta ikinci planda görünür ama asıl duyguyu, asıl hikâyeyi taşır.

Toplumsal araştırmalar, kadınların duygusal zekâ ve sosyal empati düzeylerinin genellikle daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu, tesadüf değil, tarihsel olarak kadınlara biçilen rollerin bir sonucudur.

Ancak bu durum, onların potansiyelini sınırlamak anlamına geldiğinde, toplumsal dengenin sesi bozulur. Çünkü bir toplumun ilerlemesi, hem yapısal gücü hem de ilişkisel bağı eşit derecede duymayı gerektirir.

Kültürel Pratikler ve Değişen Melodiler

Toplumlar değiştikçe, plakların ritmi de değişir. Modern kültür, artık 78 devirde dönmüyor; hızlanmış, çeşitlenmiş, dijitalleşmiştir.

Bugünün gençleri, rollerini yeniden yazıyor. Kadınlar ekonomik üretimin merkezinde yer alırken, erkekler duygusal alanlarda daha görünür hale geliyor. Yani yeni toplum, A ve B yüzünü aynı anda çalabilen bir “karma plak” yaratıyor.

Bu dönüşüm, kültürel direnişle birlikte ilerliyor. Geleneksel normlar ile çağdaş değerler arasındaki çatışma, her toplumda farklı tonlarda yankılanıyor.

Ama değişmeyen bir şey var: Her toplum, kendi melodisini korumak istiyor.

Bir Plak Gibi: Toplumun Dönüşen Ritmi

78’lik plak kaç şarkı alır?” sorusu aslında şu soruya dönüşür:

Bir toplum kaç farklı sesi aynı anda taşıyabilir?

Kaç farklı rolü, duyguyu ve hikâyeyi birlikte yaşatabilir?

Her birey bu soruya kendi yanıtını verir.

Kimimiz yapısal, kimimiz ilişkisel bir notayız. Ama hepimiz, aynı plağın üzerinde dönüyoruz.

Toplumun melodisi, bireylerin sesini bastırmadan, onları bir armonide buluşturabildiğinde güzelleşir.

Ve belki de asıl mesele, plağın kaç şarkı aldığı değil, o şarkıların nasıl bir arada çaldığıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet girişsplash